10 Mayıs 2009 Pazar

İzmir’de Baharı Kitaplarla Karşılamak

İzmir’de Baharı Kitaplarla Karşılamak
Ali ŞAHİN

18–26 Nisan 2009 benim için çok değişik bir hafta oldu. Baharın gelişini İzmir’de kitaplarla karşıladı TÜYAP. Deniz Kavukçuoğlu, Küresel krize karşın fuara katılan 306 yayınevi sergiledikleri kitap ve süreli yayınlar; 93 yazarın katılacağı imza günleri ve çeşitli etkinliklerle bu yıl geçen yılın ziyaretçi sayısı olan 226 bini aşabileceğini umut ettiğini söyledi açılışta.

Bu yıl ilginçliklerden biri de bana göre ilk girişte Cumhuriyet Yayınlarının ziyaretçileri karşılaması ve çıkışta da Cumhuriyet Okurlarının stantlarındaki etkinliklerle uğurlamasıydı. Ergenekon Soruşturması nedeniyle Erol Manisalı fuara katılamamıştı. Hafta boyunca çeşitli yazarlar kitaplarını imzaladı ve okurlarla söyleşti, bol bol da anı fotoğrafları çektirdiler. Fuarın Onur Konuğu İzmirli Yazar Tarık Dursun K.için bir de armağan kitap hazırlatmıştı TÜYAP, Yazarlar Sendikası Başkanı Enver Ercan’a. Tarık Dursun, plaketini de Server Tanilli’nin elinden aldı; “Tut Elimden İzmir” Armağan kitabı ile birlikte.

Fuarda bir tur attıktan sonra kocaman bir Rıfat Ilgaz fotoğrafı ile Çınar Yayınları karşıladı beni. Ilgaz'ın "19.11.1991’de yazdığı son şiiri, ozanın “berceste mısrası” insanlık için yaşadığının en güzel kanıtı: “Elim birine değsin/ Isıtayım üşüdüyse/ Boşa gitmesin son sıcaklığım!” diyordu fuarı gezenlere... 6 aydır uzak olduğum Kastamonu’nun kokusu sinmişti sanki standa. Aydın Ilgaz; Cide’nin Koca Çınarını İzmir’e taşımıştı, tüm kitapları ile. Tabii bir de başlı başına kocaman bir arşiv olan “Rıfat Ilgaz Sempozyumu” kitabı ile. Kadir İncesu 2 yıla yakın bir gecikmeyle de olsa bilgi şöleni kitabını tutuşturdu elime, Markopaşa Dergisinin tıpkıbasım bir sayısı ve Rıfat Ilgazlı poster ve şiir kartlarıyla. Bizim kitap yavrulamıştı. Kadir Bey bir de “Tut Elimden İzmir” eklemişti yanına.


9 gün Kültürpark bir şenlik alanı gibiydi, fuarı, söyleşileri, panelleri, şiir dinletileri ve çocuk etkinlikleri, lunaparkı, havuzu ve yeşil alanlarıyla. Havuz kenarında sere serpe yatan iki çıplak kadın heykeli, iki yıldır Gençlik parkını darmadağın bırakan Melih Gökçek’i anımsattı bana. Bunları görse neresine tükürürdü acaba dedim yanımdaki arkadaşlara. Gülüştük ağlanacak halimize.

Özellikle de 2 hafta sonu ve 23–24 Nisan günleri dolup dolup taştı fuar. Okurlar, tarihçi İlber Ortaylı, şair Ataol Behramoğlu, yazar Füruzan, Server Tanilli gibi tanınmış birçok yazar ve şairle buluştu. İzmirli ve Egeli şair yazarların de bir resmigeçidi gibiydi fuar alanı adeta. Mustafa Balbay ve Erol Manisalının kitaplarını imzaladı çeşitli yazarlar Balbay ve Manisalı okurlarına. İlgi çok yoğun oldu doğrusu.

Fuarda, TÜYAP Çocuk Kulübü bünyesinde söyleşi, okuma saati, atölye çalışması, gösteri ve tiyatro oyunları gibi 20'ye yakın kültür ve edebiyat etkinliği düzenlendi. 14. İzmir Kitap Fuarı kapsamında TÜYAP Çocuk Kulübü etkinlikleri 23 Nisan Çocuk Şenliği, 22–23 ve 24 Nisan 2009 tarihleri arasında düzenlendi. ''Bir Zamanlar İzmir'' konulu sergi, Kırmızı Yayınları ve TÜYAP tarafından düzenlenen ''Sarışın Bir Kurt, Atatürk'ün Yayınlanmamış Fotoğrafları'' sergisi yine ziyaretçilerinin uğrak alanı oldu.

Bergama Yortanlı Kurtarma Derneğince düzenlenen ''Mavi Sonsuzluk: Allianoi, Hasankeyf, Munzur...'' konulu fotoğraf sergisi;. Sanatçı Eflatun Nuri ve öğrencilerinin çizdiği karikatürlerden oluşan, Saat Kulesi Karikatürcüler Grubunca hazırlanan ''Hepimiz Eflatunuz'' başlıklı sergi de gezildi.

Yoruldukça Çınar Yayınları sığınak oldu Sude ile bize. Aydın Ilgaz’la birlikte geçirdiğimiz çay molasında, Aziz Nesinden Sabahattin Ali’ye Rıfat Ilgaz anıları ve ilişkileri, Markopaşalar üzerine söyleşi de çok güzeldi. Fuarın önemli bir anısı da Rıfat Ilgaz’ın torunu ile olan koca posteri önünde torunum Sude ile Kadir İncesu’nun çektiği fotoğraf oldu diyebilirim. Zaman zaman da imza gününe katılan yazarlarla kısa kısa söyleşiler benim için değişiklikti. 2–3 yıldır konuşlanmaya çalıştığım İzmir’de çeşitli etkinliklerde tanışıp selamlaştığımız birçok yazar, şairle de sık sık karşılaştık. Sudeciğme de o zamana kadar kitaplar yasak olmazsa okur diye birkaç kitap aldık. Sık sık “benim kitaplarım” diye açıp karıştırıp duruyor.

Özetle bütçe fazla elvermediği için istedikleri kitapları gönüllerince alamasalar da bol bol görüp inceleme, taze mürekkep kokusunu içine çekme olanağı buldu İzmirli okurlar. Baharı kitapla karşılamanın güzelliği bir başkaydı doğrusu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder